17 Aralık 2011

zalım kader!

"hay ben sokiim böyle kadere" demeyi eksik etmeden bir cumartesi sabahı daha hayatımda hiçbir şeyi farklı kılmayı başaramadan kalkıp ofise geldim. hele bu sabah daha da zor geldim yani.. sıcacık yatak bırakılır mı a.q. cem karacanın parçasını kulağımda duymaya başlıyorum artık "işçisin sen işçi kal..."


geçen sene bu zamanlarda konser çağrısı hakkımı üstad Moby'den yana kullanmıştım. "keşke gelse de dünya gözüyle doyasıya bir izlesek" sözlerimi daha dün gibi hatırlıyorum. ve dünyanın karma felsefesiyle bana yaptığı kıyak sayesinde yazın ön sıradan Moby konserimi... muhteşemdi ne diyeibilirim ki.. kaçıranlara yazıklar olsun. bu seneki konser çağrısı hakkımı Daft Punk ve Madonna'dan yana kullanıyorum ve bu yazıyı evrene bir mesaj olarak boşluğa gönderiyorum. eminim sesimi duyan birileri çıkacaktır.. yazın bari birinden birini getirin lan sevaptır!


3 gündür işe topuklu ayakkabıyla geliyorum. vurmayan, ağrıtmayan bir topuklu ayakkabıya sahip olmak harika bir duygu. bir başka "harika duygu" ise erkeklerin topuklu ayakkabı giymiş bayanlara bakışlarındaki farklılığı görmek. ahh bu erkekler olmasaydı ne yapardım ben bilmiyorum...  günümü güzel kılan, her daim beni eğlendirebilen varlıklar... 7'den 77'ye hepiniz aynı bokun sarısısınız; seviyorum hepinizi. toplu taşımaya binen topuklu ayakkabılı hatuna bakışlardaki farklılığı benim gözümden görebilmenizi isterdim. duruşlar değişiyor, bakışlar farklılaşıyor, kızı kesebilecek daha iyi bir konum seçiliyor. %90 çoğu erkekteki tipik özellikler. Sezen ablamız zamanında boşuna söylememiş "hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar davetkar çalamaz" diye.  üstüne söylenebilecek tek söz "adam haklı beyler; dağılın!


topuklu ayakkabı giymiş, hafif güzel bir bayanın erkeklere yaptıramayacağı şey yoktur. toplu taşımada oturabilirler, minibüste para uzatmak için ayağa kalkmalarına gerek yoktur, herhangi bir konuda yardım istediklerinde fazlasıyla karşılık bulabilirler... daha saymakla bitmez.. ama tersini düşündüğümüzde kadınlar için öyle mi?


diyelim ki bir toplu taşımaya yakışıklı, takım elbiseli bir erkek bindi. kadın yer vermez. kadın ayağa kalkıp onun parasını uzatma çabasına girmez. erkek bir yardım istedi diye kendinden geçmez. hangi taraf daha ezik? doğruyu söylemek gerekirse eşite yakın gibi bence.erkekler, yavrularım..metanetsiz, koşulsuz canlılar.. iyi ki varlar...


peki ya güzel giyimli bir kadına diğer kadınların bakışına ne demeli? yeminlen ben erkeklerin bakışlarından daha az rahatsız oluyorum kadınlar beni süzdüğünde! fitne, fesat, kıskançlık...ferhundeeeğğ yılağğnn!! siktirin gidin yani! insana başka söz söylettirmiyorsunuz. madem o akdar bakıyorsunuz, engelleyen yok; sizde giyinin, kuşanın.. ama bilin ki yine de yanımdayken solda sıfır kalıcaksınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder